Uyuşturucu ile mücadelede sivil toplumun görevi

Gençliğin ve umumiyetle, hayatın şöyle bir hali vardır; ekseriya stratejiyi savaş bittikten sonra öğreniriz.” (Goethe)

Uyuşturucu bağımlılığı ile mücadelede STK’ların potansiyeli göz önüne alındığında yeterince kamu kurumları ile destek ve iş birliğinin olmadığını görüyoruz.

Özellikle taleple mücadelede STK’larımızın önleyici rolünün daha aktif hale getirilmesi gerekiyor.

1- STK’lar, uyuşturucunun hedefindeki gençlerin korunmasında riskli şehir, ilçe ve mahallelerde 14-18 yaş grubu üzerinde sosyal ve kültürel projeler yürütülmesinde etkin rol almalılar.

2- Üniversitelerde 5 bağımlılıkla ilgili farkındalık ve bilgilendirici konferansların düzenlenmesine öncülük etmeliler.

3- Ülkemizde 12 yaş altında 25 milyon çocuk var. Sayısı 100 bini bulan STK kurumlarımızın içinde çocuklara hitap eden dernek sayımız bir elin parmaklarını geçmiyor. Çocuklara yönelik çalışmaların sayılarını çoğaltmamız gerekiyor.

STK’larımız popülist güncel ve siyasi faaliyetleri nedense daha çok tercih ediyor.

4- Bağımlıların tedaviye ikna edilmesinde mahalle ile sıcak temas içinde olması açısından STK’lar bu konuda etkin rol üstlenmelidir.

5- Tedavi sonrası başıboş bırakılan bu maddeden temizlenmiş insanların rehabilitasyonu hayata geri döndürülmelerindeki süreçlerde orta uzun vadeli programları üstlenmelidir.

6- Öğretmen, din görevlileri ve ilköğretim öğrenci velilerinin yılda en az 2 kez bağımlılık seminerlerine tabi tutulmasında STK, Milli Eğitim ve Diyanet iş birliğinin sağlanması önemli.

7- Sağlıklı toplum için ortak amaç ve hedef çerçevesinde riskli şehir ve mahallerde anket ve raporların hazırlanmasında STK’ların gönüllü potansiyeli rol almalıdır.

6- 2 milyon alkol bağımlısı, 2 milyon sanal kumar, 3 milyon teknoloji bağımlısı iyimser tahmini verimiz. Uyuşturucu tahmini, kullanıcı sayısı, 3 milyon, bağımlı sayısı 1 milyon 300 bin. Bir STK’mız Türkiye’nin bağımlılık sorunu haritasını çıkarabilir. Türkiye’nin gerçekçi bir bağımlılık araştırma raporuna ihtiyacı var.

7- Çocuk sığınma evleri, yetim ve dağılmış ailelerin çocukları maalesef çok riskli gruplar. Önleyici mücadelede STK ve kamu kurumları uzun vadeli ortak projeler yürütmelidir.

8- Türkiye’de bugün 25 milyon öğrencimiz var. Uyuşturucu ve davranış bağımlılıkları sorununda STK’larımız, Bakanlıkların sosyal projelerinde görev alabilirler.

9- Medya, sanat ve spor camiasının bilgilendirilmesi ve kamuoyu duyarlılığının arttırılmasında STK’lar öncü rol oynamalıdır.

10- Türkiye’de siyasi partilerin uyuşturucu ve bağımlılıklar sorununa STK’lar iş birliği ile yaklaşımı daha fayda sağlayıcı bir yöntem olur.

11- Taleple mücadelede önleyici faaliyetlerde belediyeler ve STK iş birliği çok hızlı ve faydalı sonuçlar elde etme açısından önemli.

12- STK’ların gönüllü ve sivil pozisyonunun sahadaki problemleri görme ve kamuoyunda hızlıca paylaşma gücünü avantajlı tarafını değerlendirmek gerekir.

13- Uyuşturucu sorunu ile mücadelede devletin arz ve talep politikalarında yaşanan eksik, aksak ve yanlış uygulamaların ancak STK iş birliği ile süratli bir şekilde aşılması mümkündür.

14- Halk sağlığı sorunlarında bağımlı bireylerin ve ailelerinin en rahat ilişki kurduğu STK’lar ile sosyal hizmet kurumu iş birliğinin geliştirilmesi önemli bir husus.

15- Kamunun tıbbi akademik bilgi ve tecrübesinin STK’lara aktarımı ne kadar önemli ise STK’ların saha gözlemleri ve pratik gücünün desteklenmesi ve değerlendirilmesi de o denli önemlidir.

16- Bağımlı bireyin tedavi sonrasında sosyal ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması da STK’ların en önemli görevlerinden biri olmalıdır.

Not: AID Uluslararası Doktorlar Derneği tarafından, Bağımlılığa Karşı Elele: Sivil Toplumun Rolü ve Yeni Yaklaşımlar paneli

5 Aralık 2019 perşembe 09.00-17.00 Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Toplantı Salonunda gerçekleşecektir.