Selam alıp vermek, insanlığın gereği olduğu gibi birbirimize karşı en güzel şekilde ifa edebilmesi elzem olan sorumluluklarımızdandır. Selamlaşmak da dâhil olmak üzere yapılan her güzel iş, Rabbimiz Rahman Allah tarafından daha güzel karşılıklarla ödüllendirilecektir.
Kim iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır; kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar. En’âm Suresi 160. Ayet-i Kerime’de buyrulduğu gibi rahmeti, bereketi, cömertliği ve en mükemmel nitelikleri kendisine ilke edinen Rabbimiz Allah:
Her kim îmânla ve sırf Allah rızası için iyi işler yaparak iyilikle bize gelirse ona (o iyi amelinin karşılığı olarak lütfumuzla en az) on katı sevap ve karşılığını veririz. Kim de bir kötülük ile (tövbe etmeden) gelirse, (o kimse yapmış olduğu günahın) ancak misliyle/dengiyle karşılık görür ve hiç kimse zerre kadar haksızlığa uğratılmaz.
Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas)’den müjdeli hadisi şeriflerle konuyu bağlayalım:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme bir adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm, dedi. Hz. Peygamber (as) o adamın selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas):
– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu Allah Rasulu Hz.Muhammed (as):
– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas) o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas):
– “Otuz sevap kazandı” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Edeb 132)
Rabbimiz Allah, biz kulları arasında samimiyeti, nezaketi ve zarafeti istediği için başka bir yere gittiğimizde varlığımızı en güzel şekilde hissettirmemizi, izin almamızı ve selamla afiyet, esenlik, saadet, rahmet ve bereket dilememiz gerektiğini öğretir:
Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selâm verin. İşte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar. (Nur Sûresi 61)
Enes radıyallahu anh şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu. (Tirmizî, İsti’zân 10)
Selamı, nezaketi ve insanların birbirine karşı diğer görev ve sorumluluklarını öğreten Rabbimizden öğrendiği gibi bizlere örnek olup yaşayarak öğreten rehberimiz, liderimiz, önderimiz ve rol modelimiz olan Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas) selam alıp vermeyi teşvik için :
“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana , küçük olan büyük olana selâm versin. Burada şarta ve şekle bağlanmadan herkes ve her durumdaki şahıslar birbirine selam vermeye teşvik edilmiştir.
– Yâ Resûlallah! İki kişi birbirleriyle karşılaşınca onlardan hangisi daha önce selâm verir? diye soruldu. Allah Rasulu Hz.Muhammed (sas) de:
– “Allah Teâlâ’ya daha yakın olan önce selam verir” buyurdu.
“İnsanların Allah katında en makbul olanları, selâma ilk başlayanlardır. ”
Eşsiz ve benzersiz selamet kaynağı Allah’ın kurtuluş yolu selam ve selametle olur.
Bütün insanlar için mutluluk, huzur ve saadet kaynağı olan es- Selam Allah, en sevdiği, değer verdiği, afiyet ve faziletlerinin daha da artmasını istediği durumlarının ve akıbetlerinin en güzel olmasını istediği kullarını bizzat selamlar:
Sonsuz rahmetiyle ve engin merhametiyle mü'minleri murada erdiren Rabbimiz Allah, diğer nimetlerden özel ve üstün olarak Ahirette cennet ehline:
“Selâm size, selâmette olun, selâmete erdiniz” diyecek Yâsîn Suresi 58. Ayet-i Kerime
Aziz insanlara selam, dua ve muhabbetlerimle…
A.Erkan FURKANOĞLU
Kıbrıs /Kktc
18.07.2024 12.49