Sağlık Bakanlığı tarafından 2005 yılında hizmete alınan "Aile Sağlığı Merkezi" uygulaması, kanser taramasından aşılamaya, kronik hastaların takibinden, gebe ve yaşlı takiplerine kadar her alanda vatandaşlara ücretsiz hizmet veriyor. Aile hekimleri, verdikleri hizmetlerle hem hastanelerin yükünü azaltıyor hem de yaptıkları testlerle hastalıkların erken teşhis edilmesini sağlıyor.
Öte yandan, poliklinik hizmetleri, koruyucu sağlık hizmetleri, 15-49 yaş kadın izlemleri, gebe ve lohusa izlemleri, bebek ve çocuk izlemleri, obezite izlemleri, aile planlaması, enjeksiyon ve pansuman ve tetkik ve tahlil gibi birçok hizmet veren Aile Sağlığı Merkezleri, vatandaşların kısa sürede sağlık hizmeti almasını sağlıyor.
Gazetemize konuşan, Ağrı 6 Nolu Aile Sağlık Merkezi Doktoru Osman ALTAY, Aile Sağlığı Merkezi, aile hekimleri ve Ağrı’da Aile Sağlığı Merkezi’nin etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
-Ağrı’da ortalama günde 1500 kişiyi bakıyoruz
Dr. Osman ALTAY, Aile Sağlığı Merkezlerinde günde ortalama 1500 kişiye hizmet verildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı; “Aile hekimliği sisteminin kuruluş mantığı tam olarak da neydi? Hastanenin yükünü azaltmak. Şu anda kendi ilimizde aile hekimlikleri günde ortalama 1500 kişiye bakıyor. Ağrı’da her Aile Sağlığı Merkezleri’nde ortalama 7 birim var. Ağrı'da toplamda 55 tane birim var. Boş birimlerle birlikte ortalama günde 30 tane hasta baksalar, 55 tane birimde düz mantık, 1500 tane hasta yapar. Ağrı’da hastane poliklinikleri bugün 1500 kişiye bakabiliyor mu? Hayır. Biz bugün hastanenin günlük, minimumda söylüyorum 1500 tane işini, aile hekimlikleri ile hallediyoruz.”
- Aile Hekimi bir sekreter gibi kullanılmamalı
Aile Hekiminin bir sekreter gibi kullanılmaması gerektiğini belirten ALTAY; “Sevk zinciri getirilerek hastanenin yükünün azaltılması planlanıyor. Hastanenin yükünü ne kadar daha azaltabiliriz? Biz acilin, yeşil alanın da biriken yükün belki biraz önüne geçebiliriz. Ama bu sevk zinciri ile aile hekimi bir sekreter gibi kullanılmaya başlanacak. Zaten hastanın tatminsizlik olayı var. Hasta aile hekiminin vermiş olduğu bilgiyle yetinmiyor. Hasta diyor ki ben illaki uzmana görüneceğim. Bu durumla birlikte aile hekimi sağlıkta kullanılan bir sekretere dönüşür.” dedi.
-Batı ve Doğu’nu farklılıklarını gözeterek bazı kararlar alınmalı
Batı ve doğuda ki hastaların farklılıklarından bahseden Dr. Osman ALTAY; “Şehirden şehire bazı parametreler de değişiyor. Mesela Urfa’da doğurganlık hızı yüksektir. Sen kalkıp burada primer basamağı direkt olarak aile hekimliklerine yönlendirirsen, Ağrı gibi, Diyarbakır gibi illerde gebe izlemlerin aksaklığına yol açabilir. Randevu sistemiyle çalışan sağlık ocakları var. Bunlardan da bu sefer yığılmalar oluştuğu için gebe hastaların sıra bulamadığı zamanlar olur. Çocuk izleme için gelecekler olacak. Bu insanlar sıra bulamayacaklar. Batı da bu olur. İzmir'de olur, Aydın'da olur. Adamın gebe sayısı 5 değil ki. Yani çok fazla boş zamanı var. Batıda ki çoğu Aile Sağlığı Merkezi zaten randevuyla çalışıyor. Yani batı da hastaların Aile Hekimlerine yönlendirilmesi gerçekten hastanelerde ki yükü alır. Sayın Memişoğlu’nun söylediklerine katılıyorum. Ancak bu doğurganlık hızı yüksek olan Doğu’da pek mümkün değildir.” dedi
- Burada daha samimi ve daha sıcak bir ortam var
Aile hekimliğinin ulaşılabilirliği ve sıcak ortamının hastaneye kıyasla daha iyi olduğunu belirten ALTAY; “Ağrı'da özellikle pandemi sonrası dönemde aile hekimliklerine yoğun bir ilgi oluştu. Sıra almasının kolaylığı ve ulaşılabilirliğinden dolayı hastaneye gitmeyip aile hekimliğine gelen ailelerimiz var. Aile hekimliğe ulaşmanın kolaylığından dolayı gelip aile hekimiyle muhabbet eden insanlar da var. Burada daha samimi daha sıcak bir ortam var. Aile hekimliğinde, aileden kasıt birazcık mahalle doktorluğu gibi oluyor. Yani hastanenin vermiş olduğu o loş duvarların loş karanlık enerjisi ve sert doktor yüzünden ziyade aile hekimliklerinde sıcak bir ortam ve yumuşak bir doktor yüzü var.” ifadelerini kullandı
-Raporlu ilaçların reçete edilebilmesi
Uzman hekim olması halinde raporlu ilaçların reçete edilebilmesi ve rapor çıkarılması hakkında konuşan Dr. ALTAY; “Raporu bulunan, kapsama giren kronik hastaların hastaneye gitmeden yine kapsamdaki ilaçları bitince aile hekimlerine yazdırabilecekler. Sağlık Bakanlığınca aile hekimliği sözleşmesi olan veya yetkilendirilen hekimler, raporlu hastalara iç hastalıkları veya çocuk hastalıkları uzman hekimlerince reçete edilebilen ilaçları yazabilecekler” bilgisini verdi.”
"Kişilerin ulaşabileceği en yakın sağlık kuruluşlarıdır"
"Aile hekimi, kişinin kendisinden sonra sağlık problemlerini bilen ikinci kişidir. Aile hekimi, sorumluluğu altındaki kişilerin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri de alır." diyen Dr. Altay sözlerini şu şekilde bitirdi; "Amacımız aile hekimliklerinin bir sağlık danışmanı olması, koruyucu sağlık hizmetlerinin burada devreye girmesi. Yaptığımız kanser taramalarıyla ve sağlık danışmanlığıyla bunu sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü aile hekimlikleri, kişilerin ulaşabileceği en yakın sağlık kuruluşlarıdır. Koruyucu hekimliğin en az sağlık kadar önemli olduğunu, hasta olmamak açısından neler yapabileceğimizi aile sağlığı merkezlerimizde verdiğimizi düşünüyoruz. Kişilerin hasta olmadan danışmaları, aile sağlığı merkezlerini ziyaret etmeleri ve yapılan tıbbi tedavi ve teşhis harici desteklerden de yararlanmalarını istiyoruz." (Mahsuni İZCİ)