RUSYA'NIN SURİYE’DE MUHALİFLERLE MASAYA OTURMAK ZAMANI

       Hafta sonu dünya kamuoyunun tüm gözleri Suriye İdlib’de iken Katar'ın başkenti Doha'da Taliban ile ABD arasında tarihi bir imza töreni vardı.

Yıllar önce Afganistan’dan çekilmek zorunda kalan Rusya, Çeçenistan’da ise bir müddet sonra yönetimi, anlaştığı bir Çeçen grubuna devretmek zorunda kalmıştı.

Rusya ne Afganistan ne de Çeçenistan’da istediği başarıyı sahada elde edemedi.

Bugün Suriye’de savaşın 9. yılında maalesef İran ve Lübnan Hizbullah’ı ile Suriye muhaliflerini çok rahat bir şekilde bastıracağı hesabı çok karmaşık bir durumdadır.

Suriye’de gelinen noktada muhaliflerin Afganistan ve Filistin mücadele karakterine dönüştüğünü görmek gerekiyor.

Ortadoğu ve Asya halklarının tarihsel, dinsel ve karakteristik özellikleri konusunda Batı her zaman yanılmıştır.

Katar’da Afganistan'da 19 yıldır devam eden savaşı sona erdirecek Afganistan'a Barışı Getirme Anlaşması'na göre, ABD 135 gün içinde Afganistan'daki askerlerinin sayısını 8 bin 600'e indirecek.

ABD ve müttefikleri, Taliban'ın anlaşmaya uyması halinde 14 ay içinde ülkedeki askerlerini tamamen çekeceği bir anlaşma yaptı.

Ayrıca, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ABD Savunma Bakanı Mark Esper, resmi temaslarda bulunmak üzere Afganistan'ın başkenti Kabil'e gitti. Stoltenberg ve Esper, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından başkanlık sarayında kabul edildi.


       Türkiye’nin Suriye politikası sürekli bir partinin meselesi olarak algılandı. Ulusal çıkarlarının gereği olan bu durumun etnik, mezhepsel siyasi kavgaya kurban edilmesinin faturası bu memlekete pahalıya mal olabilir.

Sykes-Picot Anlaşması, I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı Devleti'nin 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya ve Fransa arasında yapılan ve aynı yılın ekim ayında Rusya tarafından onaylanan, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır.

Yüzyıl önce sınırları çizmişler, seyretmişiz. Yeni yüzyılın sınırları çiziliyor… Sovyetler, Yugoslavya dağıldı şimdi sıra Ortadoğu da...

Irak, Yemen bölündü. Suriye bölünüyor. Siz sınırlarınızda pozisyon almak zorundasınız.

Avrasya bloğu çatlamış durumda. Putin, İsrail ve ABD ile Çin’e karşı stratejik hazırlık yapmayı düşünüyor.

Esed ile artık Suriye’nin toprak bütünlüğü uluslararası hukuk ve yeni küresel dünya sisteminde mümkün görülmüyor.

Rusya ve İran’ın gelinen noktada Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak bir gücü kalmamıştır.

       ABD, Irak’ı işgal etti. Nüfusun yüzde 60’ını oluşturan Şiiler, nasıl devleti yönetiyorsa Suriye’de yüzde 80 nüfusa sahip olan Sünnileri yönetime dahil etmeden Suriye’yi bir bütün olarak tutmak hayalden öte değildir.

Suriye’yi yüzyıl önce azınlık Baas diktatörlüğe teslim eden Fransızlar, daha sonra Ruslar ve İranlılar, Suriye’yi buraya kadar ancak ayakta tutabildiler. Baas’ın hikayesi de bitmiş görülüyor.

Suriye toprak bütünlüğü 2015’de rejim, İran ve Rusya’nın kontrolünden tamamen çıkmış durumdadır.

Irak devleti nasıl merkezi Bağdat yönetimi şeklinde üç parçaya bölündü ise Esed’siz merkezi Şam yönetimi üzerinde yeni bir Suriye olacaktır.

Türkiye’nin güvenlik, askeri, siyasi ve sivil toplum kurumları bundan böyle Suriye’nin üç parçaya bölünmüşlüğünü kabul ederek hesabını kitabını yapmalıdır.

Suriye’yi ne ABD ne Rusya ne İran’ın kontrol etmesi imkânsız. Suriye, Irak gibi üç parçaya bölünme sürecini yaşıyor. Türk solu, sağı ve muhafazakarları bunu kabul etmeli artık.

ABD Dışişleri Bakanı Condaleezza Rice “Önümüzdeki zaman içinde Ortadoğu coğrafyası içindeki 22 ülkenin sınırları değişecek” demişti.

ABD, Rusya ve İsrail’in, Suriye’yi bölme planı 2014’de uygulamaya koyulurken Türkiye kendi içinde NATO’cu, Avrasyacı, ulusalcı, FETÖ’cü kavgası sonucunda zaman kaybettik.

1998 yılından beri Suriye ile PKK konusunda itişip kakışıyoruz.

Bugün de sınırımızda ABD, İsrail ve Avrasya-Rus destekli bir Kürt bölgesel yönetiminin temelleri atıldı.


       Rusya’nın, Yugoslavya ve Irak’ın parçalanmasını yakından takip etmiş bir ülke olarak Suriye’de muhalifler ile anlaşmaktan başka bir şansı görülmemektedir.

Rusya, bu saatten sonra Esed’i nasıl koruyacağının formülünü de düşünecektir.

Suriye’de yaşanan insan hakları ihlalleri Bosna’da yaşananları geçti. Bosna-Hersek'teki Sırpların lideri olan Karaciç, kendisini destekleyen eski Yugoslavya ve Sırbistan CB Miloşeviç Hollanda'nın Lahey kentine bağlı Scheveningen liman kentindeki özel BM cezaevine konulmuştu.