Kırsaldan Teknolojiye Uzanan Yol: Otomasyon ve Sürdürülebilir Tarım 

Tarım insanoğlunun binlerce yıllık toprakla olan dostluğu oldu. İnsanoğlu tüm ihtiyaçlarını topraktan karşıladı da toprağın kıymetini bilemedik. Bugün toprak bizden küsmek üzeredir de bu durumdan haberimiz yok. 20 yıllık süre içinde ülkemizde ciddi bir erozyon problemi, su problemi ve gıda kıtlığı baş göstermek üzere olduğunu ne yazık ki fark edemiyoruz. Pe ki asıl soru gelişen teknoloji ile sürdürülebilir bir tarım sistemi kurulabilir mi? 

Anadolu coğrafyasında ilk tarım uygulamaları Çatalhöyük gibi yerleşim terlerinde 9 bin yıl öncesine kadar uzanır. Anadolu coğrafyası buğday, arpa, nohut, ayçiçeği mısır ve mercimek ekimine uygun bir coğrafya olup ülkemizdeki akarsu zenginliği bu durumu desteklemektedir. Frigya zamanında tarıma dayalı sert kanunlar oluşturulmuş, Lidyalılar tarıma dayalı bir ticaret sistemi kurmuşlardır. Urartular Karadeniz’den Doğu Anadolu’ya uzanan bir sulama sistemi inşa etmişlerdir. Tarım o günden bu güne her daim temel geçim kaynağımız olmuştur. Cumhuriyet kurulduğunda nüfusun %78 i tarım ile uğraşırken şu anda nüfusun %2 den az bir miktarı tarım ile uğraşmaktadır. Bu denli önemli bir sektörde bu değişen oran her 2 kişi geriye kalan 98 kişinin tarımsal ürününü ürettiğini gösterir. 

Şimdi ülkemizde tarım sektörüyle uğraşan kişi sayısı bu kadar az iken, ülkemizde dünyadaki iklim krizlerinin bu kadar etkisi yoğun hissedilirken tarım sektöründeki problemleri görmezden gelemeyiz. Gittikçe artan enerji ihtiyacı ve ülkemizde hala boş olan yüzbinlerce mt^2 lik tarım arazisi ekstra problemleri beraberinde getirmektedir. Ve bu kadar tarımsal probleme karşın gelişen teknoloji ile birlikte birkaç çözüm önerisi sunabiliriz.

İlk olarak bahsetmek istediğim en temel proje Türkiye’de hem uygulanabilirliği kolay hem de ilk kurulum maliyetinden sonra ciddi bir maliyet düşümü olacak akıllı seralardır. Toprak hava ve su kirliliğine karşı ciddi bir artan gıda zehirlenmesine karşı akıllı seralar çok az bir alan ile ciddi bir verim artışı sağlamaktadır. Topraktaki azot, oksijen, karbon, potasyum ve sodyum miktarlarını ölçebilen sensörler ile minimum kuralına göre bitki büyümesini en üst seviyeye çıkarabilmektedir. Sulama ısıtma yeterli gün ışığı bilgisayar ve kontrol sistemleri ile uzaktan kontrol dilebilmektedir. Modern seralar biyosistem makina elektrik elektronik ve bilgisayar bilimlerinin bir arada ARGE yapabildiği bir çalışma alanıdır. İnsan ile makine uyumunun üst düzeye çıktığı bu sistemler geleceğin domates patlıcan çilek ve biber gibi bitkilerin üretim merkezleri olacaktır. 

Ardından özellikle temel tarım ürünü olan arpa buğday nohut ve mercimek gibi ürünlerin depolanabilmesi için büyük tarım siloları kurulabilir. Tamamen otomasyon sistemleri ile yönetilebilen büyük tarım siloları eski yöntem tarım silolarından farklı olarak nem ve sıcaklık hava kalitesi gerekli sensörler ile kontrol edilebilir. Küflenme bozulma minimuma indirgeneceğinden büyük tahıl merkezleri kurularak gıda fiyatları minimuma indirilecektir. Tarım siloları tarım alanlarının boş kalmasının önüne geçip devlet destekli bir alım garantisi oluşturacaktır.

Bir diğer önemli tarım projesi şüphesiz ki Ayçiçek ve mısır paketleme tesisleri olup endüstriyel yağ üretim tesislerinde ciddi bir karlılık sağlayacaktır. Ayçiçek ve mısır slajları ciddi bir fermente tepkimesi sağlayabilir. Gerekli bir otomasyon sistemiyle kontrollü tepkimeler sonucu fermente edilmiş slajlar gübre olarak kullanılabilir fermente sırasında açığa çıkan gaz ısınma konusunda destek olabilir. Ve devlet destekli çiftçilerden alım garantisiyle ciddi bir ayçiçek mısır arzı arttırılabilir.

Geleceğin en büyük tarım projelerinden biriside şüphesiz ki topraksız tarım sistemleri olacaktır. Bizzat evlerimizde bile kurabileceğimiz bu sistemleri bilgisayarımızdan yöneterek mutfağımızdaki domatesimizi balkonumuzda yetiştirebileceğiz ve taze dalından tüketebileceğiz. Hidroponik,akuaponik ve aeroponik yöntemlerle yapılabilir. Bitki yüzeyden bağımsızdır dikey tarım veya havada yapılabilir. Ekilebilir alan 1/20 oranında artabileceğinden geleceğin tarım yöntemi olarak görülmektedir. Özellikle kentsel alanlarda ihtiyaç duyulduğundan gelecekte hepimiz için ihtiyaç duyulacaktır.

Son olarakda teknoloji ile tarımsal sistemleri birleştirirken sadece kırsal alanda yaşayan insanlara bırakılmamalı tüm ülkeye yayılmalıdır. Devlet destekleri ile birçok proje hayata geçirilirken en önemli proje muhakkak ki tarım kooperatifleridir. Özellikle bölgemizde üretim potansiyeli artırılmak isteniyorsa tarım kooperatifleri tüm bireyleri üretime katacaktır. Kadın ve genç birey istihdamı maksimum düzeye çıkıp kooperatifleşme üretim ve tarım teknolojilerini destekleyecektir. Dünyada ki en büyük teknoloji şirketleri tarım arazisi satın alıyor sadece Amerika’da yıllık tarım ıoT endüstrisi 2 milyar doların üstüne çıkmış durumda olup. Ülkemizde hızlı ve güçlü kooperatifleşme yapılarını kurmalıyız. Bu konuda da gereken her türlü fizibilite çalışmasını ülkemizin bir ferdi olarak yapmaya hazır olduğumu belirtmek isterim.. Vesselam 



                            Yusuf keskin 

                        Elektrik elektronik mühendisi