Engellilik sadece doğuştan gelen bir özürlülük değil!

Engellilik; Sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, ruhsal, zihinsel, duygusal ve sosyal yetilerini çeşitli derecelerde kaybetmiş, normal yaşamın gereklerine uyamama olarak ta tanımlanmakta.

Aslında bugün yazılacak, söylenecek ve yapılması gereken çok şey var. Fakat daha çok önem arz eden konulara değinmek istiyorum. Öncelikle her bireyin, her kuruluşun ve devletin bu konuda duyarlı atılımcı olması gerek. Buda sorunları iyi bir analiz ile tespit edilip gereken düzenlemeleri, yasaları hayata geçirerek ve devletin desteğiyle çözümlenmesidir.

Az ya daçok, fark etmiyor. Ne olursa olsun engellilere sağlık imkânları, eğitimin kolayca sağlanması, topluma kazandırılması ve hepimizin insani görevleri arasındadır. Nasıl ki insan yaşadıkça sorunları da zamanla artıyorsa, aynı sorunlar engelli vatandaşlarımız için de geçerli.

Sırf engelli oldukları için yaşama hakkı olmadıklarını söyleyemeyiz. Bir tür cinayet çeşidi olur, böyle düşünüyor olmamız.

' Sosyal Yaşam' neyi gerektiriyorsa yasa ve düzenlemeler de ona göre gündeme uygulanmalıdır.
Örneğin; Yaşam güvencesi, rehabilitasyon konusu, iş konusu, sağlık konusu, ulaşım konusu, toplumda en güzel şekilde kabul görme, bireye sağlayacağı öz güven duygusu vb.

Gerçekten bir empati kurmak gerektiğini düşünmeli insan!

Engellisiniz ve hayata küs değil de dört elle sarıldığınızı...
Belki zor ama imtihan dünyasında değil miyiz her birimiz? Her an başımıza ne gelineceğini kestiremiyoruz.

Düşünün; İnsanın sokakta ulaşacağı yere kolayca varması, sosyal pencereden gülümseyebilmek, yaşama karışarak başarıya koşmak, eş değer yaşamdan nasibini almak, iş imkânlarına göre bireyin kendi geçimini sağlaması ve aşkı, sevgiyi, sevdayı özgürce sınırsız bir biçimde yaşaması, aile kurması aynı zamanda toplumda kabul görmesi…

Bunlar küçük istekler değil, engelli vatandaşlarımızın
konumlarına göre ihtiyaç ve sorunların da farklı olacağını düşünerek çok yönlü çalışmalarla ve dayanışmalarla çözüm aranmalı, aramalıyız.
Evet, sorunların büyük bir kısmı elbette maddi yönüyle dikkat
çekmektedir. Burada rolü olan dernekler, kuruluşlar devletin koruyucu desteği önemli!

İkinci olarak da eğitimin ele alınması gerek tabi, sağlıkla paralel olarak. Hem engelli ailelerin ve hem de toplumun eğitimi konusunda çok geride olmamız derin yara toplum adına...

Acımak, durumundan faydalanmak ve engelli bireyi susturmak, dört duvar arasında kalmasına göz yummak hem büyük kayıp hem de ayıp bizler için.
Aileleri, bu konuda eğitmek gerekiyor. Tabi ki çevreyi de bilinçlendirmek gerekiyor. Bu konuda da basın ve televizyonuna çok iş düşüyor. Sürekli aydınlatıcı bilgilerle, programlarla halkı bilinçlendirmesi gerekmekte. Çünkü sorunların üstesinden ancak böyle gelebiliriz, köprü kurarak onları başarıya teşvik ederek, destekleyerek kısacası.

Ve bunun gerekli olduğuna inanlardanım.Çok değil kısa bir vakitte ..Hemen hemen bende engelliler adına pek bir şey yapmıyordum. Sonra talihsiz bir kaza ile kardeşim vahim bir şekilde sağ gözünü kaybetti. Ve ailem tam anlamıyla bilinçsizdi. Yavaş yavaş engelliler hakkında ne yapılması gerektiğini öğrenmiş olsak ta çoğu zaman yetersiz kalıyorduk. Öğrenilecek ve yapılacak daha çok şey vardı.

Şu an bilinçsiz bir birey değilim fakat bunun topluma da aşılanması gerek. Muhakkak hepimiz engelli vatandaşlara denk gelmişizdir. Onlara acımak yerine toplumda, onlarla alâkalı olumlu şeyler yapmayı bir borç bilelim.
Hepimiz birer bir ebeveyn adayıyız. Sorunları çözerkentoplum kültürünü de
artırıp verilen imtihanbir yana asıl gelecek nesiller için çağımıza uygun verilerle herkesi bilinçlenerek akraba evliliklerine dikkat edelim. İrsi hastalıkların doğuracağı sorunları da bilerek kan tahlilleri yaptırarak evliliğe ya da çocuk yapmaya kararlarımızı ona göre alalım. Engelliliğin önlenmesi, bebeğin anne karnında iken sağlık kontrollerinin yapılması ve bebek doğduktan sonra da sağlık kurumlarının desteğiyle tüm aşılarının eksiksiz yapılmasında titiz davranmamız gerekiyor.
Ve en önemlisi yaşama sağlıklı gelmişken bunun değerini bilerek hareket etmeliyiz. Her türlü olabilecek kaza ve hasarlara yol açacak davranışlardan kaçınmalıyız...

Bilinçlenerek önlemler alırsak yaşamda elbette birey olarak, toplum olarak daha mutlu olacağımız kesin...

Bütün bunların yanında toplumda bir birey olarak her zaman bilinçli bir şekilde kendimizi yetiştirmeliyiz.