DAHA UMUTLU BİR ŞEHİR İÇİN

    Öncelikle şehrimizin Ülke genelindeki karnesini hatırlatarak başlayalım. Bu tablo her ne kadar iç açıcı değilse de unutmayalım ki, bir sorunu gerçekten çözüme kavuşturmak istiyorsak önce doğru bir tespit yapmalıyız. Maalesef Ağrı olarak Ülke genelindeki yaşanabilirlikte 81. sıradayız. Diğer alanlardaki durumumuz ise Ekonomide 71, Eğitimde 78, Sağlıkta 78, Güvenlikte 14, Kent hayatında 79,  Kültür ve sanatta 81.ci sıradayız.  Dolayısıyla idarecisi-halkı, amiri-memuru, genci-yaşlısı, kadını-erkeğiyle şartları itibariyle birçok zorluğu olan bir şehirde yaşıyoruz. Kanaatimce tam bu noktada durup düşünmeli ve her birimiz bu karamsar tablodaki mesuliyetimizi sorgulamalıyız. Çünkü bütün suçu başkasında görme kolaycılığına kaçarak hiçbir sorunumuza çözüm üretemeyiz.         
    Kabul edelim, ama az ama çok her birimizin bu olumsuz tabloda bir payı vardır. Elbette burada en önemli görev, sorumluluk makamında olan kişilerdedir. Ancak yöneten-yönetilen bir bütün olarak kendi iç muhasebemizi/öz eleştirimizi yapmazsak çözüme ulaşmamız mümkün olmayacaktır. 
    Evet, ülke olarak bir yerel seçimin arifesindeyiz.  Beş yıl boyunca şehrimizin imar, inşa ve planlamasından sorumlu kadroları seçeceğiz. Haliyle her gün en iyi hizmeti yapacağım, daha huzurlu bir şehir ortamı sağlayacağım şeklinde birçok vaatler duyuyoruz. Bu konuda dikkatli davranmalı, hissi davranıp memleketin faydasına olacak sonuçları heba etmemeliyiz. Vereceğimiz karar Ağrı'nın sokaklarına, mekânlarına, ticaretine ve insanlarına en çok faydayı sağlamaya yönelik olmalıdır. Bakın yukarıdaki verilerde ilimiz yaşanabilirlikte 81. sırada yer alırken komşumuz Erzurum 27. Sırada. Erzurum'un bu gelişmişliğinde halkın özellikle belediye seçimlerinde her zaman şehrin faydasına göre hareket etmesi gelmektedir. Elbette Ağrı'nın içinde bulunduğu bu tabloya dair birçok haklı eleştiri getirebiliriz. Ancak seçmenler olarak birde iğneyi kendimize batırmayı denemeliyiz. Yaptığımız iş, sahip olduğumuz konum fark etmeksizin memleketimizi ve insanımızı ilgilendiren konuların ne kadar takipçisiyiz? Karar mekanizmalarının daha faydalı işlemesi için ne kadar duyarlı davranıyoruz? Zira bir yerin yaşanabilir olması için sadece idarecilerin kabiliyetli olması yetmez. Yönetenler sorumlu ve kararlı davrandığı kadar halk da çalışmaları takip etmeli ve işleyişi etkin kılmalıdır. Öneri ve eleştirileriyle hizmetlerin şehrin geneline faydalı olması ve kalıcı işlerin yapılması için takipçi olmalıdır. 
    Kabul edelim Ağrı olarak son bir buçuk yıl içerisinde Belediye ve Valilik işbirliğiyle beklentilerin üzerinde bir çalışma sezonu geçirdik. Ve birçoğumuz “demek istenirse yapılabiliyormuş” cümlesini kurmadan edemedik. Dolayısıyla şehrimizin değişimi/gelişimi için hem bakanlıklarla, hem de yerelde özel idare ile koordinasyon ve işbirliğini üst seviyede yürütebilecek bir belediyeciliğe ihtiyacımız olduğu aşikârdır. Zira hepimiz bu kadar sorunun biriktiği şehrimizin kısa zamanda toparlanmasını istiyoruz. Ancak bir yerin gelişmesi orada yaşayan insanların gelişim ve değişimi ne kadar istediklerine bağlıdır. O yüzden toplumsal faydayı ve memleketin geleceğini küçük hesaplara ve bireysel isteklere feda etmemeliyiz. Ülkemizdeki diğer tüm şehirler gibi her türlü yatırımı bizler de talep ediyoruz. Bunun için mutlu ve huzurlu bir kentte yaşamak için gayret etmeliyiz.  Zira bütün çocuklar gibi bizim çocuklarımız da daha mutlu ve huzurlu olabilecekleri şehirleri hak ediyor. O yüzden umut dolu bir şehrin olabilmesi için ise her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Zira artık bu şehrin belini doğrultmaya ihtiyacı var. İnsanının silkelenmeye ihtiyacı var. Silkelenip belini doğrultmalı ki, etrafındaki gelişmelere bakıp hak ettiği yaşam koşullarına ulaşabilme ufkunu yakalayabilsin.
    Şu bir gerçek ki, zor işler kararlı insanların ve inanmış kadroların işbirliği içinde hareket etmesi ile başarılabilir. Samimiyetin aşamayacağı engel, sabrın açamayacağı kapı ve dürüstlüğün giremeyeceği gönül yoktur. Artık gerçekten halkın dertleri ile dertlenecek ve sorunlarını can kulağı ile dinleyip çözüm üretecek bir azme sahip… Belediye başkanlığını makam yeri olarak değil halka hizmet aracı olarak görecek… Bu halkın bir evladı olarak her zaman eleştiriye açık ve hesap vermeye hazır olacak... Ve şehrimizin ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziki açıdan gelişimini en iyi şekilde sağlayabileceğine inandığımız adayı seçmeliyiz. Kendisini yalnızca belediye hizmetleriyle sınırlı tutan değil şehre yatırımı da çekebilecek beceriye sahip bir anlayışı tercih etmeliyiz. 
    Sözün özü daha umutlu bir şehirde yaşamak için en önemli önceliğimiz memleketimizin çıkarı ve insanımızın refahı olmalıdır. Dolayısıyla seçeceğimiz belediye başkanında arayacağımız en belirleyici kriterler projeci bir vizyona, gelişime açık bir ufka, yatırımı sağlayabilecek bir kararlılığa ve şeffaf bir idareciliğe sahip olmasıdır. Çünkü Ağrı'nın mevcudu korumaya çalışan bir belediyeciliğe değil şehri her yönüyle daha ileriye taşıyacak çalışkan bir başkana ihtiyacı var.