Bizim buralarda çoğu zaman sevgisi bile gizlicedir babaların. O yüzden en çok da evde herkes uyuyup kimsecikler ayakta kalmayınca sever çocuklarını. Üzerlerini örterken çocuklarının, usulca alınlarına kondurdukları öpücüklere sığdırırlar o kocaman sevgilerini… Ve her babanın hayat boyunca yüreğininderinliklerinde çocuklarına beslediği sevgiden dolayı hepbir endişesi vardır.
Çünkü baba, ailesini mutlu ve huzurlu yaşatmak, çocuklarına güzel bir gelecek hazırlamak için kendini sürekli çalışmaya ayarlamış bir varlıktır. O yüzden bir babanın kimi zaman evladı ilk yere düşünce, kimi zaman da küçücükte olsa sıkıntıyla karşılaşınca yanar içidağlanır ciğeri… Çocuğu ateşlenince, parmağı kesilince, ayağı çizilince, dişi ağırınca her seferinde ayrı, ayrı yangınlar yaşanır babaların yüreğinde… Evininihtiyaçlarını gideremeyince kahır dolar yüreği, en müreffeh durumlarda bile hep çocuklarına iyi bakamamanın hüznünü taşır kalbinde. Ve babalar tüm benliğini keder sarmışken bile eve adımını attığında yüzünden tebessümü eksik etmezler.
Baba her yaşın, her tahsilin ve her makamın üstünde duran en değerli makamdır. Çünkü o hayat dediğimiz en zor hikayenin baş kahramanıdır. Meşakkat dolu bu çetrefilli hayatın içinde kendi hayatından daha çok ailesi için endişe duyar. Kendi isteklerinden önce eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını önceler. Zira ailesine dair şahit olduğu her eksikle yüreğinde yangınlar yaşar. Bu yüzdendir ki, yaşımız kaç olursa olsun her daim babamızın ilgisine ve şefkatine ihtiyaç duyarız. Çünkü baba her çocuk için hayatındaki ilk ve en önemli kahramandır. Baba şefkat ve merhametin adresi, cesaretin kaynağı ve en güvenilir limanıdır çocukların.
Bir baba çocuğunun gözünden akan her damla yaşta, saçının teline gelen zararda, yüzünde oluşan her acıda defalarca yanar. Okula ilk adımını attığında, il dışına yolcu ettiğinde, evlendirip mürüvvetini gördüğünde gülümser ama içine akıtır gözyaşlarını. Çünkü babalar hep kahramanıdır ve hep en güvendikleri dağlarıdır çocuklarının. Bu yazıyı sizin gibi benim de içimi yakan bir yangının ardından yazmak zorunda hissettim.
Dün gece saat 02.30’da Abide mahallesinde iki katlı bir evin ikinci katında yangın çıktı. Yangına uykuda yakalan aile baba Özgür Murat, eşi ve iki çocuğunu can havli ile dışarı çıkarmayı başardı. Ardından yangında mahsur kalan çocukları Esmanur ve Berat'ı kurtarmak için tekrar alevlerin arasına daldı. Ancak bu sırada baba Özgür Murat, yangının tüm evi sarması üzerine dışarı çıkamayarak iki çocuğuyla birlikte feci şekilde can verdi.Bizler Ağrı İHH olarak sabah saatlerinde yanan evi ziyaret ettik. Hakikaten gördüklerimiz tarifi imkansız bir acıyı gösteriyordu. Bizler evin her bir yerinde yangının bıraktığı kahredici izlere ve bu duruma şahitlik yapmanın derin hüznünü yaşadık/yaşıyoruz.
Gördük ki, yanan sadece bir ev değilmiş sönen bir ocak, tükenen umutlar, kül olan hayaller ve çocuklarını kurtarmak için öleceğini bilerek ateşin arasına dalan kahraman bir babanın hikâyesiymiş. Anladım ki, bir babahayatı boyunca ailesi ve evlatları için defalarca yanar of bile demez. Tıpkı Özgür kardeşimizin içine atlamaya tereddüt etmediği yangın gibi. Kim bilir çocuklarını bu yaşa getirene kadar kaç kez yandı yüreği, kaç kez gözünden yaşlar boşaldı. Ve çocuklarının akibeti için ne dualar döküldü dudaklarından. Rabbim bu şefkat ve merhamet dolu yüreğiyle canı pahasına çocuklarını kurtarmak için çırpınırken vefat eden kardeşimize ve iki ciğerparesine rahmet eylesin. Onları cennetinde buluştursun. Cenab-ı Hak geride kalan eşine ve çocuklarına acil şifalar, ailesine de sabırlar ihsan eylesin.Ömrünü ailesinin huzur ve mutluluğuna adayan hayat hikayemizin kahramanı tüm babalara rahmet ve minnet duasıyla…