Sanayide işçi, ara eleman, usta, ustabaşı, CNC operatörü, kaynakçı gibi birçok meslek ustaları kalifiyeli eleman bulmakta büyük zorluklar yaşıyor. Aileler çocuklarını marangoz, demirci, kaynakçı gibi mesleklerde yetişmesini istemiyor. Herkes evladının bankacı, doktor, avukat, mühendis gibi mesleklerde eğitim görmesini arzuladığı öngörülüyor. Böyle olunca okumak isteyen ve okumak istemeyen öğrencilerin vakti okullarda geçiyor.
Ağrı Vali Kutlu Aktaş Sanayi Sitesinde işyeri bulunan ustalar ailelerde tercihlerin değiştiğini, çocuğunun meslek öğrenme önceliği yerine para kazanma önceliğinin getirildiğini kaydetti. Ustalar, çocuğunu sanayiye getiren ailelerin sıklıkla kullandığı "eti senin kemiği benim" deyimi yerine artık ne kadar maaş vereceklerini öğrenmek istediklerini, bu durumunda kalifiyeli eleman yetiştirmenin önündeki en büyük engel olduğunu vurguluyor.
Kendisinin 45 yıllık sanayi geçmişi olduğunu belirten Esnaf ve Sanatkârlar Tamirciler ve Demirciler Odası Başkanı Hayati Bekis, geçmişte insanlardaki kültürün ve önceliğin günümüz için değiştiğinin altını çizdi.
"… bu düşünce ile usta yetişmez"
"1978 yılından itibaren Ağrı Sanayisinde önce çıraklık, kalfalık ve hala ustalık yapıyorum." diyen Hayati Bekis sözlerini şöyle sürdürdü: "Ağrı Sanayi Sitesinde yetiştim, çalıştım. Daha sonra İzmir 4. Sanayi Sitesinde bir süre çalıştım. Bizim dönemimizde insanlar kendi oğlunu getirirdi ustalara teslim ederdi ve derdi ki, "bu çocuğun eti de senin kemiği de, yetiştirin." Kültürümüz o döneme çok meyilliydi ve sanatkâr, usta, kalfa yetişiyordu. Şuan ki yaşadığımız süreçte insanlar gelip oğlunu bize teslim edecek diyor ki, "aylık kaç lira para vereceksin" bu düşünce ile usta yetişmez. Bundan dolayı kalifiyeli eleman bulmakta zorlanıyoruz."
"Sıcak demirci ustaları vardı şuan tükendi"
Bazı meslek gruplarında ustaların ardından mesleği sürdürecek eleman olmadığını belirten Bekis, kalifiyeli elemanın yetişmesi için devletin destek sunması gerektiğini söyledi. Bekis, "Ağrı Sanayi Sitesi keresteciler, marangozlar, tamirciler ve demirciler olmak üzere kooperatife bağlı toplam 362 esnafımız var. Ama genel olarak sanayide 700'ün üstünde esnafımız var. Bu 700 esnafın geneline baktığımızda kalifiyeli eleman yetiştirmekte zorlanıyoruz, eleman bulamıyoruz. Sanayimizi bir adım öteye taşıyabilmek için kalifiyeli eleman yetiştirmemiz gerekiyor. Küçük ölçekli esnaf olduğumuz için devletin desteğine ihtiyacımız var. Çırakların teşvik edilmesi gerekiyor. Çıraklığa başladığımda 20-30 sanatkârımız vardı, sanayimiz küçüktü ama şimdi büyümüş ve 700-800 esnafımız mevcut. 2000 yılından itibaren kalifiyeli eleman yetişme noktasında sıkıntılar başladı şimdi yetişmiyor. Sıcak demirciler vardı şuan tükendi. Marangozlar ve keresteciler vardı şimdiki ustalar aradan çekilse bu işi yapabilecek kimse yok. Sıra bizde tamirci, demirci, oto elektrikçiler de. Burada da eleman yetişmediği için bu meslek erbapları da tükeniyor." dedi. Ailelerin odaklandığı nokta çocuğun yetişmesi değil alacağı ücret olduğunun altını çizen oto elektrik ustası Yasin Işık, "Eleman artık yetişmiyor. Yani sanayide çırak yetiştirme kavramı yok. Artık insanlarımız tamamen paraya yönelik, ebeveynlerin de suçu değil aslında. Eskiden çırağı getirirdi aileler "eti sizin kemiği de sizin" derdiler. Şuan da gelen eleman tam olarak yetişmiyor da, çalışmıyor da. Adam geliyor iki gün sonra çocuğunu çıkarıyor ve evde kalmasını istiyor. Hâlbuki okumak istemeyen bir çocuğun ahlak, kişiliği sanayide daha güzelleşiyor. 1998 yılında sanayiye girdim ilkokul 3. sınıf mezunuyum ama şimdi üniversiteye başlayacağım hepsini dışarıda okudum." ifadelerini kullandı.
"… bizim kanayan bir yaramız"
Yaklaşık 800 esnafın işyerinin bulunduğu Ağrı Vali Kutlu Aktaş Sanayi Sitesinde motor yenileme ustası sadece kendisinin bulunduğunu anımsatan Bülent Ekinci, babadan gelen mesleğin kendisinden sonra sürdürecek kimsenin olmadığını ve bu şekilde giderse kentteki sanayi sitesinde motor yenileme ustasının olmayacağını belirtti. Ailelere, çocuklarının meslek öğrenmeye öncelik vermeleri gerektiğini anlatan Ekinci, "Sanayi de birçok atölyede ustalarımızın en büyük sıkıntısı çırak bulamama. Alttan eleman yetişmiyor, benden sonra bu atölyeyi çalıştıracak eleman yetiştirememek. Böyle olursa böylesi bir atölye kapanacak. Tamirci, demirci, mobilyacı, elektrikçi eleman sıkıntısı çekiyor. Bu bizim kanayan bir yaramız. Eskiden aileler çocuklarını getirip ustalara teslim ettiklerinde "eti sizin kemiği bizim" derlerdi. Şimdi aileler getiriyor ve ne kadar maaş vereceğimizi soruyor. Bırakın çocuklarımız sanat, meslek öğrensin kendini kurtarsın." şeklinde konuştu.
"Okumayana da engel olmayın"
"Eleman bulamayışımızın en büyük sebebi okuma zorunluluğu olmasından dolayıdır. Liseye kadar okuma zorunluluğu geldi. Buda aileleri ister istemez tedirgin etti." diyen Ekinci sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şey lise diplomasına bağlandı. Okumaya karşı değilim, okuma kabiliyeti olanlar okusun. Bu ülkenin doktora da ihtiyacı var, mühendise, mimara, avukata, savcıya ihtiyacı var. Okumayana da engel olmayın. Zorunluluk var diye çocuk zorla okula gönderiliyor. Bırakın kuaför, tamirci olsun diploma ile iş bitmiyor ki. Benim lise diplomam, usta öğreticilik belgem var bana bir faydası yok. Ben bu mesleği bilmesem bana faydası dokunmayacak. Liseyi bitiren bir çocuk ortalama 17-18 yaşında olur. Üniversite sınavına hazırlanacak, kazanamazsa askere gidecek. Askerden gelen insan çıraklık yapmayı kabul edemez, etse bile kafası almaz artık. Okuma zorunluluğu kalkarsa elman yetişmeye devam eder. Ehliyet vermede lise diploması şartı aranmayacak."
"İnsanlarımız şuan sanatı, sanatkârlığı düşünmüyor kaç lira ödeneceğini düşünüyor"
1971 yılından beri sanayide çalıştığını söyleyen oto elektrik ustası Abdurezzak Kayhan, 1980 yılı ile 1995 yılları arasında zaman zaman işyerinde eleman sayısının 10'a ulaştığını kaydetti. Kayhan, "Eleman sıkıntısı çok çekiyoruz. 1980-1995 yılları arasında çok fazla eleman vardı. Hatta öyle bir noktaya geliyordu ki elimin altında çalışan 5 bazen 10 eleman oluyordu şimdi arıyoruz bulamıyoruz. Oğlumu okuldan alıp işyerine getirdim en azından bana hizmet edebilsin diye. İnsanlarımız şuan sanatı, sanatkârlığı düşünmüyor kaç lira ödeneceğini düşünüyor. Okul okumak istemeyen öğrencilerini getiren aileler yetişsinler diye çocuklarını bize teslim ediyordu. Yaklaşık 15 eleman yetiştirdim, şuanda bir kısmı memur ve bir kısmı da işyeri açmış. Yaklaşık 10 yıldır eleman bulamıyoruz ve bu iş gittikçe de tükeniyor. Devlet çırak olarak gelen elemanlara bir maaş bağlasa, usta yetişebilmesi için çok güzel olur. Bizim verdiğimiz maaş elemanı kurtarmıyor, elemanın istediği bizi kurtarmıyor." diye konuştu.