2. dünya savaşından bu yana BM nin gözleri önünde Avrupa da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı idi ve uluslararası hukuk açısından ilk kez belgelenmiş soykırım olarak ayrı bir önem taşır.
Ve bir gece Hollandalı komutan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim ediyor. Bir hafta süren katliam 2.dünya savaşından bu yana gerçekleşen en büyük insanlık suçu olarak arşivlerde yer almaktadır.
Srebrenitsa da Cesetlerin kimlikleri belli olmasın diye onları parçalayarak yaklaşık 64 toplu mezarlara gömdüler. Her yıl 11 Temmuz da dini törenler yapılır, yıl boyunca toplu mezarlar dan çıkan kemikler analiz sonucunda kimlik tespiti yapılır ve Srebrenitsa da mezarlara defnedilir.
Bu katliamı yapanların baş sorumlularından R.Karadziç 2008 yılında, Ratko Miladiç ise 2011 yılında, adalet önüne çıktı. Boşnaklar ise 20 yıldır hala kayıp olan insanlarının mezar yerlerini arıyor. Tek tesellileri bu katliamın, sorumlularının bu gün cezalandırılmış olmaları.
"İnsanların yaşam alanları sürekli olarak dağların ardından, tepelerinden topçu atışları ve Sırp özel çeteler tarafından hem yağmalanıyor hem yakılıp yıkılıyordu. En acı ve trajedik olanı ise tecavüzlerin gerçekleşmesiydi."
Avrupa'da 2'nci Dünya Savaşı sonrası yaşanmış en büyük soykırım, acı olan Bosna Savaşı sırasında Birleşmiş Milletler tarafından siviller için "güvenli bölge" olarak ilan edilmiş ve güvenliğini Hollandalı askerlerin sağladığı Srebrenitsa' da bu katliamın yaşanmış olmasıdır.
O günlerde kuşatma altında olan Bosna şehirleri ve kuşatma altında olan sivil yaşam, çocuklar, kadınlar, pazar yerleri, okullar, camiler, tüm insanların yaşam alanları sürekli olarak dağların ardından, tepelerinden topçu atışları ve Sırp özel çeteler tarafından hem yağmalanıyor hem yakılıp yıkılıyordu.
En acı ve trajedik olanı ise tecavüzlerin gerçekleşmesiydi. Batı dünyası 2 buçuk yıl boyunca Avrupa'nın göbeğinde cereyan eden bu katliamı maalesef seyretti. İslam dünyası da batıda yaşanan bu savaş devam ettiği müddetçe resmi devlet ve yardım kuruluşlarıyla Bosna halkını yalnız bırakmadı.
Bosna halkı insani yardım konusunda yalnız bırakılmadı ama siyasi olarak yalnız bırakıldı." dedi.
“1995 yılının Temmuz'unda Srebrenitsa'o günkü nüfusu 20 bin kadardı. Savaş başladığında BM, etrafı tamamen Sırplarla çevrili olan Srebrenitsa kentini "güvenlikli şehir" olarak ilan etti.
BM komutanı, 400 Hollandalı askerle birlikte Srebrenitsa'nın güvenliğinin sağlanacağının teminatını verince, etraftan 40 bin insan Srebrenitsa'ya geldi. 20 bin nüfuslu olan yer, 3-4 gün içerisinde 60 bine ulaştı. Çünkü BM, oranın güvenlikli bölge olduğunu dünyanın gözü önünde ilan etmişti.
Buna rağmen Sırplar, askerleri ve silahlarıyla birlikte Srebrenitsa'ya girdiler. Orada büyük pazarlıklar yaşandı. 20 bin insanı tuttular. Diğerleri bir şekilde farklı şehirlere gitti. Tuttukları bu 20 bin insan içerisinden 8 bin 372 Müslüman Boşnak, BM'nin Hollandalı komutanının gözleri önünde bilinmeyen yerlere, dağlara, ormanlıklara götürüldü.
Bütün dünyanın gözü önünde, televizyonlarda, uluslararası medyada çalışan gazetecilerin gözü önünde pazarlıklar yapılarak katledilip toplu mezarlara atıldılar. Hala bu mezarlar aranmaktadır."